- bol
- Ís.1. 宽松的, 肥大的: \bol ayakkabı 宽松的鞋子 \bol elbise 宽松的的衣服 Üzerinde bol bir bluz giymişti. 她穿了一件肥肥大大的衬衫。2. 多的, 大量的, 充足的, 充沛的: \bol su 大量的水 \bol yiyecek 充足的食物 Bu yıl karpuz bol. 今年西瓜丰收。Burada kalırım. Bol havalı, çok güzel bir yer. 我就呆在这儿吧, 这可是一个空气新鲜的好地方。Açık hava, bol besin hastayı kanlandırdı. 晴朗的天气, 充足的营养, 使病人恢复了生气。◇ \bol ağız 话多的, 贫嘴的 \bol atmak 乱夸海口, 大包大揽 \bol biçmek 计划周密, 考虑周全 \bol \bol 大量的: Gezide bol bol para harcadı. 他这次旅游花了很多钱。Kız da göz yaşlarını bol bol akıtarak içini boşalttı. 姑娘也泪流满面地倾诉了她的不幸。\bol bolama (或 bolamaç, bulama, bulamaç) 大量的 \bol doğramak 挥霍(钱财) \bol elli 大方的, 出手阔绰的 \bol gelmek (衣服)肥大 \bol götten osurmak 俚́ 说大话, 吹牛, 放空炮, 打肿脸充胖子 \bol keseden 极多的, 极度地, 非常地; 信口开河地: Biz de bol keseden duygulanıverdik, o atmosfer içinde. 在那种气氛下, 我们也被深深地感动了。Bol keseden herkese bir şey alacağını söylüyordu. 他对所有的人喋喋不休地说他要买一件东西。\bol keseden atmak 1) 趾高气扬, 得意洋洋 2) 故做慷慨大方; 做出难以兑现的承诺 \bol keseden harcamak 挥霍, 奢侈, 浪费 \bol paça 零乱的, 散乱的, 邋邋遢遢的 \bol paçadan atmak 1) 趾高气扬, 得意洋洋 2) 故做慷慨大方; 做出难以兑现的承诺 \bol sözlü 饶舌的, 贫嘴的II-lü 法́ is. 用专用玻璃杯装的由红酒、白酒、矿泉水和果汁等混合而成的一种饮料
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.